NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR BİLİM İNSANLARINCA

NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR BİLİM İNSANLARINCA GERİ DÖNEBİLİR Mİ? (bÖLÜM 2)

Dünyada binlerce yıl önce iklim faktörlerinin dramatik değişikliği ya da insan müdahalesi yüzünden bazı hayvanların nesli tükendi. Peki nesli tükenen hayvanları geri döndürmek mümkün mü? Yazımızın ikinci bölümünde, bilim insanlarının yapmış olduğu umut vaadeden çalışmaları sizlerle paylaşıyor olacağız.



MOA



MOAMOA



Moa, Yeni Zelanda'nın ormanlarında ve ovalarında yaşamış, MS. 1445 yılında nesli tükenmiş özel bir kuş türü… Uçamayan ama oldukça hızlı koşabilen Moa kuşlarının boyu 3 metreye yakındı. Uzun boyu, güçlü bacakları ve gagası olan Moa kuşu, yaşadığı dönemin en büyük canlılarından biriydi.

Yeni Zelanda’ya ayak basan insanlar tarafından avlanarak nesli tükenen Moa kuşu, bilim insanlarınca geri döndürülebilir mi?

Harvard Üniversitesi'ndeki bilim insanları, bir müze örneğinden alınan DNA ile yüzyıllardır soyu tükenmiş Moa kuşunun genomunu yeniden oluşturuyor. Bilim insanları, genomu canlı bir türün yumurtasına enjekte ederek Moa’yı yeniden dünyaya getirmeye yakın olduklarına inanıyor.



GLYPTODON


GLYPTODON

Glyptodon, karşılaştığımız en ilginç hayvanlardan biri… Günümüzde yaşayan armadilloların Pleistosen Devir'de (Son Buz Devri) yaşamış temsilcileri olan bu hayvanlar, genel olarak 3,3 metre uzunluğa ve 2 ton ağırlığa sahipti.

Glyptodon’lar 1000’den fazla kemikle, vücudunu saran zırhıyla devasa bir kaplumbağayı andırırdı. Glyptodon’lar, otçul bir hayvan türüydü, temel olarak çimler ve bitkilerle besleniyordu. Yaşam alanlarıysa sulak bölgelerdi. Glyptodon’ların, yaklaşık 10.000 yıl önce, son Buzul Çağı'ndan kısa bir süre sonra nesli tükendi. Dünyanın dört bir yanından gelen insanlar, Glyptodon’ların kabuklarını soğuk havalarda barınak gibi kullandı. Bilim insanları Glyptodon’ların DNA’sı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.



YOLCU GÜVERCİNİ


YOLCU GÜVERCİNİ

Geçmişteki tarihsel araştırmalara göre yolcu güvercinleri palamutla beslenirdi. Büyük ormanlarda ve zirvelerde delikler oluşturarak palamutlarını gömen yolcu güvercinleri sayesinde, doğada tekrar palamut yetişiyor ve bu döngü devam ediyordu.

Kuzey Amerika ormanlarında büyüyen yolcu güvercinlerinin sayısı o kadar çoktu ki; güvercin sürüsünün gökyüzünden geçmesi günler sürerdi. Bir zamanlar Amerika'daki toplam kuş popülasyonunun %40'ını yolcu güvercinleri oluşturuyordu. Bu kadar kalabalık bir türün nesli nasıl tükenir? Avlanma ve habitat kayıpları çok sayıda yolcu güvercininin neslinin tükenmesine sebep oldu. Bilinen son yolcu güvercini ise 1914’te Cincinnati Hayvanat Bahçesi’nde hayatını kaybetti.

Bilim insanları yolcu güvercinini geri döndürerek, Kuzey Amerika ormanlarının biyoçeşitliliğini ve üretkenliğini artırmayı amaçlıyor.

Bilim insanları, yolcu güvercininin en yakın akrabası olan bant kuyruklu güvercini kullanarak, yolcu güvercinleri geri döndürmeyi planlıyor. Bilim insanları bant kuyruklu güvercin genomunu değiştirerek, genetiksel ve fiziksel olarak yolcu güvercinine eşit bir canlı yaratabileceklerine inanıyor. Bakalım zaman neler gösterecek?



TAZMANYA KAPLANI


TAZMANYA KAPLANI

Çizgili bir deriye sahip olan etçil ve keseli Tazmanya kaplanı, nesli tükenen canlılardan biri. Köpek ile görünümü oldukça benzer olan kaplanlar Avustralya, Tazmanya ve Yeni Gine’de göçebe şekilde yaşardı. Ta ki 1936’da nesilleri tükenene kadar… İnsanların avcılık yöntemleri sebebiyle nesilleri tükenen Tazmanya kaplanını geri döndürmek için bilim insanları çalışmalarını sürdürüyor.

Bilim insanları, Tazmanya kaplanını geri döndürerek, Tazmanya Adası’ndaki ekolojik dengeyi yeniden sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca bu çalışmanın, genetik mühendisliği araçları ve yapay rahimler gibi teknolojilere ışık tutacağı düşünülüyor.

Projede yer alan bilin insanı Paleontolog Micheal Archer’ın gözlemlerine göre, Tazmanya kaplanının yakın zamanda yok olması, müzede bulunan örneklerin hala yeterli genetik materyal sağlayabilmesi anlamına geliyordu. Ekip, müze koleksiyonunda bulunan diş, deri ve kuru dokulardan DNA örnekleri aldı.

Eğer genom tamamlanabilirse, laboratuvarda üretilmiş Tazmanya kaplanı hücresinin çekirdeğini, çekirdeği alınmış Tazmanya canavarı hücresine, yani keseli başka bir etçile yerleştirilebilir. Çok heyecan verici, öyle değil mi?



YÜNLÜ MAMUTLARI


YÜNLÜ MAMUTLARI

Yünlü mamutları 2002 yapımı Buz Devri'nde, bebeğin ailesine kavuşturulması görevine liderlik ederken hatırlıyoruz.

Geçmişteki insanlar, yünlü mamutlardan hem et ve deri hem de barınacakları barakaların yapımında kaynak olarak yararlandı. Büyük resme bakıldığında, insanların toplumsal gelişim sürecinde yünlü mamutların önemli rol üstlendiğini söylemek mümkün…

Dünya üzerinde gezen son yünlü mamutlar, yaklaşık olarak MÖ. 1700'lerde Wrangel Adası’nda dünyaya veda etti. Peki bunun nedeni neydi? Bilim insanlarının sunduğu sebepler arasında iklim değişikliği, mamutların beslendiği bitki örtüsündeki farklılaşma ve insan kaynaklı etkiler var.

Asya filleri, tüylü mamutun genlerine en yakın hayvan… Bilim insanları, tüylü mamutları geri döndürme çalışmalarında şu yöntemi izliyor: Benzer DNA'ya sahip yaşayan türlerden kök hücre alınıyor ve daha sonra gen kurgulama teknolojisi kullanılarak soyu tükenmiş türler geri getirilebiliyor.

Bilim insanları, tüylü mamutların tekrar Sibirya bölgesinde görünmesiyle beraber, bu bölgedeki küresel ısınma etkilerinin azalmasını ve donmuş toprak erimelerinin önüne geçilmesini hedefliyor. Çünkü donmuş toprağın erimesiyle metan gazı açığa çıkıyor ve iklim değişikliği etkileri artıyor.

Çalışmalar sürerken akıllarda tek bir soru var: ‘’Bir gün yünlü mamutlar tekrar dünyaya dönebilir mi?''

Yakın zamana kadar canlı olmayan hayvan türlerini hayata döndürmek, kulağa bilim kurgu gibi geliyor. Oysa teknolojinin ve bilimin gelişmesiyle, doğanın eski biyoçeşitliliğini geri getirmek için nesli tükenmek üzere olan ve uzun yıllar önce nesli tükenmiş türleri hayata döndürme umudu canlı tutuluyor.

Peki nesli tükenen hayvanlar geri dönse, eski yaşam alanlarını bulabilecekler mi? Kendilerini mevcut iklim değişikliklerinden ve habitat kaybından koruyabilecekler mi? Bu sorunun cevabı da tüm insanlığa çıkıyor.

Sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimseyerek biyolojik çeşitliliği koruyabilir; doğaya nefes olabilir ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini gidererek yaşanabilir bir dünya yaratabiliriz.


bunlar da ilginizi çekebilir

ANTİK ÇAĞ HAYVAN TÜRLERİ

ANTİK ÇAĞ HAYVAN TÜRLERİ

Günümüzde dünya üzerinde yedi milyondan fazla farklı türde hayvan yaşamaktadır. Bu tür çeşitliliği milyonlarca yılın sonucu ortaya çıkmıştı. Süreç içinde bazı canlı türleri yok olurken bazıları ise evrimleşti ve yeni canlı türlerini oluşturmuştu.
BU İCATLAR DOĞADAN İLHAM ALINARAK ÇIKTI!

BU İCATLAR DOĞADAN İLHAM ALINARAK ÇIKTI!

Biyomimetik; doğanın iyi fikirlerini, insan kullanımına uyarlamayı hedefleyen bir bilimdir.
ARILARI NE KADAR TANIYORSUNUZ?

ARILARI NE KADAR TANIYORSUNUZ?

Arılar doğanın küçük, ama önemli canlıları arasındadır. Yeşil bir gezegen için toprak, su ve güneş kadar arıların da rolü büyük. Arılar ile ilgili bilinen en genel bilgi polenleri taşıyarak bitkilerin tozlaşmasına katkı sağlamasıdır. Peki arıların gezegenimize ve insanlara katkısı sadece bu kadar mı?